Şehir senfonisi türünün en ünlü örneklerinden biri olan film, iki savaş arasındaki Berlinde bir gün geçirmek üzere bizi zamanda geriye götürüyor. Hareket eden makinelerin büyüsü altındaki kamera, şehirde dolaşarak, görsel izlenimler üzerinden günlük hayatı betimliyor. İmgelerinin gücü ve güzelliği, hele de dinamik kurgusu ile film, izleyiciye o dönemde Berlini sarmalayan devinim duygusunu aktarmayı başarıyor.